16 Aralık 2019 Pazartesi

Plazma Proteinleri- AG-5

PLAZMA PROTEİNLERİNİN GENETİK BOZUKLUKLARI

1-BİSALBUMİNEMİ :
2 adet piki olan genetik bir albümin varyantıdır. Yani protein elektroforezinde albumin tek bir band yerine bitişik iki band halinde veya birleşmiş halde görülür. Molekül yapısı alışılagelmişin dışında albumindir. Albuminin 20 den fazla genetik varyantı tanımlanmıştır. Bunlar klinik olarak önemli değildir. Bisalbuminemi bazı ilaölarla tedavi sırasında ortaya çıkabilir.
2-ANALBUMİNEMİ :
Albumin sentezinin çok az veya olmamasına bağlı  genetik bozukluk sonucu ortaya çıkar. Bu olgularda globulin konsantrasyonu artmış olarak görülür. Genellikle plazma lipid ve lipoprotein seviyelerindeki yükseklikle birliktedir. Lipid transport sistemindeki defekte bağlı sekonder olarak görülür.
Analbuminemili kişilerde albumin konsantrasyonu 0,5 g/L (yaklaşık normalin %1) olamasına rağmen hafif ödem ve artmış lipid metabılizmaları dışında tamamen normaldir.
3-BRUTON’S  AGAMMAGLOBULUNEMİA :
X’e bağlı resesif geçişli kalıtsal bir hastalıktır. Dolaşımdaki plazma hücre bozukluğuna bağlı olarak B lenfositlerdeki diferansiasyon bozukluğudur. Gama globulinlerin yokluğu veya çok az olması humoral immunite bozukluğu ve bakteriyel infeksiyonlara neden olur.


4- AFİBRİNOJEMİ :
Fibrinojen oluşumundaki kalıtsal defektle karekterizedir (fibrinojen yokluğu veya çok düşük seviyelerde olması ile bulunur). X’ e bağlı olmayan resesif geçişli bir kalıtsal hastalıktır. Kan pıhtılaşma mekanizmasındaki bozukluktan dolayı kontrol edilemeyen kanamalara neden olur.    

ALFA-1 , ALFA-2, BETA GLOBULİNLER VE GAMA GLOBULİNLER
 (İMMUNOGLOBULİNLER)

            Elektroforezle insan plazma proteinleri başlıca 5 fraksiyona ayrılır. α-1 globulini içerisinde yer alan proteinler şunlardır:
·         α-1 antitripsin
·         α-1 asitglukoprotein (orosomukoid)
·         α-1 lipoprotein (apolipoprotein A)
·         α-1 fetoprotein


α-1 globulinin
BOS’ta yüksek değeri
Multiple sklerozda

Yüksek Serum değerleri
Akciğer kanseri


Hodgin Hastalığı


Multiple skleroz


Protein kayıplı enteropati


Preeklampsi ve eklampsi

Yüksek idrar değeri
Nefrotik Sendrom

Düşük Serum değeri
Viral Hepatit (akut hepatoselüler hasarı yansıtır)


Gut


α-1 antitripsin defekti


Karaciğerin akut ve subakut nekrozu


Nefrotik sendromda düşük veya normal olabilir


Serum amiloit protein (SAA) da denen α-1 Globulin normal serumda 50 µg/lt konsantrasyondan daha azdır. Dolaşımda HDL3 ile kompleks oluşturan polimorfik (Polimorfizm, tek gen ile belirlenen bir özelliğin toplumda en az 2 fenotip olarak ortaya çıkmasıdır) bir apolipoprotein olan SAA serum düzeyi iltihabi durumlarda artmakta ve 24 saat içerisinde 1.0 mg/ml gibi yüksek seviyelere çıkmaktadır. Bakteriyel enfeksiyonun antibiyotik ile tedavisinin başarılı olması ile hızla azalmaktadır.














α-2 globulini içerisinde yer alan plazma proteinleri şunlardır;
·         Haptoglobin
·         Seruloplazmin
·         α-2 makroglobulinin


α-2 globulinin
BOS’ta yüksek seviyesi
Multiple skleroz

Yüksek Serum Değerleri
Leptospirozis


Sarkoidozis


Kolon ve rektum kanseri


Hodgin Hastalığı


Poliarteritis nodosa


Protein kayıplı Enteropati


Nefrotik sendrom


Preeklampsi ve eklampsi


Romatoid artritis

Düşük serum değerleri
Viral Hepatitis (Akut hepatoselüler hasarı yansıtır)


Gut


Karaciğerin akut ve subakut nekrozu


 
β-globulin içerisinde yer alan plazma proteinleri ise,

  -Transferrin
  -Hemopeksin
  -β-lipoprotein (apolipoprotein  β)
  -C3,C4
  -Fibrinojen
  -β-mikroglobulin


   β-globulin 
Yüksek BOS değerleri 
Multipl Skleroz


Yüksek serum değerleri
Leptospirozis


Kolon ve rektum kanseri


Karaciğer kanseri


Hodgkin hastalığı


Poliarteritis nodosa


Protein kayıplı enteropati


Nefrotik sendrom


Preeklampsi ve eklampsi


Romatoid artritis

Düşük serum değerleri 
Viral hepatitis


Gut


Karaciğerin akut ve subakut nekrozu

                        
                                                              
                                                              



GAMA-GLOBULİNLER (İMMÜNOGLOBULİNLER)

               Elektroforez göçünün  γ bölgesinde yerleşmesinden ötürü, bu bandtaki proteinlere γ globulinler denmiştir.Aslında bunlar immünglobulinlerdir.(Ig’ler)Kimyasal yapıları göz önüne alındığında çok heterojen oldukları görülmektedir.Elektroforezde beş farklı sınıfa ayrılan bu immunoglobulinler içerdikleri ağır zincirlerin tipine göre adlandırılmaktadır.

γ ağır zinciri ile Ig G’ler
α ağır zinciri ile Ig A’ler
μ ağır zinciri ile Ig M’ler
δ ağır zinciri ile Ig D’ler
ε ağır zinciri ile Ig E’ler

               Beş tip immunglobulinde ikişerli benzer dört polipeptid zincirinden kurulur.Dört zincirin ikisi hafif (L-Light),ikisi ağır (H-Heavy) moleküler ağırlıktadır.Polipeptidler  birbirlerine disülfit köprüleri ile bağlıdırlar.Polipeptid zinciri değişken bölge adı verilen  (V) bir aminoasit ucu ile sabit bölge adı verilen (C) bir karboksil ucundan oluşmaktadır.Antikor molekülünün antijene bağlanan kısmı , H ve L zincirlerinin (V)  bölgelerinde yer alan  ve az sayıdaki aminoasitten oluşmaktadır.H zincirinin ilk ve ikinci (C) bölgesi domainleri (CH1 ve CH2) arasında kalan menteşe bölgesi,enzim ve kimyasal maddeler tarafından etkilenmektedir.İmmunglobulin molekülünü  farklı bir noktada yıkan pepsin,divalan  ve orginal antikora benzer şekilde bağlanabilen  p(ab) 2 ile bir Fe bölgesi oluşturmaktadır.İmmunglobulin yapısında bulunan ve molekül ağırlığı 23 KDa olan L zincirleri  sabit bölgelerindeki yapısal farklılıklara göre (κ) kappa  ve (λ) lambda olmak üzere iki gruba ayrılmaktadır.Benzer  κ ve λ zincirlerinden oluşan bir immunglobulin molekülünde ikisinin karışımı asla bir arada bulunmamaktadır.Serumda en fazla bulunan immunglobulin G  molekülünün yapısını  2κ ve 2λ ile birleşen 2γ zinciri oluşturmaktadır.Bir immunglobulın molekülünün sınıfını veya alt grubunu yapısındaki ağır zincir tipi belirlemektedir.

               Spesifik immün yanıtın en önemli aşamasını oluşturan yabancı antijenin  tanınması sürecinde,immünglobulinler ve T hücresi  antijen reseptörleri adı verilen  iki farklı molekül rol oynamaktadır.İmmunglobulinler bütün memelilerin serum ve doku sıvılarında bulunan antikor aktivitesine sahip glikoproteinlerdir.Bazıları hücrelerin yüzeyinde bulunur ve reseptör olarak görev yaparlar.Diğerleri yani antikorlar kan ve lenfte serbest halde bulunurlar.Vücuda giren yabancı maddelere yanıt olarak ortaya çıkan antikorlar, öncül B hücrelerinden türeyen plazma hücreleri tarafından bol miktarda yapılmaktadır.Total plazma proteinlerinin % 20 kadarını oluşturan vücut sıvılarındaki immunglobulinlerin  % 72-96 protein ve  % 4 -16 karbonhidrattan oluşan glikoprotein tabiatındaki  immunglobulinlerin polipeptit kısmı, antikor molekülleri ile ilişkili olan tüm biyolojik özellikleri göstermektedir.Antijene spesifik olarak bağlanan bifonksiyoneldir.Yani moleküler olan antikorların yapısındaki bir bölge antijen bağlanma bölgesi olarak fonksiyon görürken immunoglobulin yapıdaki  bir diğer bölge bazı fagositik hücrelere, klasik kompleman sisteminin ilk bileşenine ve immün sistemin çeşitli hücreleri başta olmak üzere  konak dokulara bağlanmayı sağlamaktadır.

İMMUNOGLOBULİN G (Ig G)

               Molekül ağırlığı 160 kDa kadardır ve % 3 karbonhidrat içerir.İmmunglobulinlerin %  70– 75 ini oluştururlar.Ig  G alt gruplarının göreceli konsantrasyonları Ig G1 % 60-70,IgG2 % 14-20,Ig G3 % 4-8,Ig G4 % 2-6 arasında değişmektedir.Ig G miktarının % 65 kadarını extravasküler ,geri kalanı plazmada bulunmaktadır.Başlıca fonksiyonları doku aralıklarındaki toksinlerin nötralizasyonu olan  Ig G sınıfı antikorlar ,bakterilere ve virüslere yanıt olarak üretilmektedir.Bakteriyel toksinler gibi küçük ve çözünebilen yabancı proteinlerin agregasyonunu sağlamaktadırlar.

                  Yetişkinlerde serum immünglobulinlerin poliklonal yükselmeleri enfeksiyonlara normal cevap olmaktadır.Ig G hamileliğin son trimesteri  sırasında plasentayı geçerek transport edilir.İnsanlarda plasentayı geçebilen tek immünglobulin sınıfı Ig  G’dir.Bunun seviyesi doğumda en yüksektir(Prematüre infantlarda düşüktür.)Ig G konsantrasyonu, doğumla maternal Ig G  olarak azalır ve vücuddan atılır.Taki infantın kendi  Ig G’si yavaş yavaş yükselene kadar.Fizyolojik hipogamaglobulinemi  özellikle prematür bebeklerde  infantın enfeksiyonlara hassasiyetinin sebeplerinden birisidir.Gebeliğin son üç ayında yavruya geçen maternal Ig G beşinci aydan itibaren fetusun kanında  maternal Ig G seviyesi yükselmeye başlamaktadır.Maternal Ig G seviyesi  doğumdan sonra fetus kanında özellikle 5-6 aylara doğru iyice azalmaktadır.Doğumdan itibaren 1 -1.5 yaşına kadar  kandaki Ig G,Ig A  ve Ig M seviyeleri yükselme gösterir. İmmunglobulinlerin sentezleri çevresel antijenler tarafından indüklendiklerinden serum Ig G seviyesi yetişkinlerin düzeyine 3 yılda ulaşır.

Kronik hepatitis ve portal sirozda zaman zaman yükselir.

İMMUNGLOBULİN A(Ig A)

                  Molekül ağırlığı 160 kDa olan ve % 10  karbonhidrat içeren glikoproteindir.Serum immunglobulinlerinin % 10-15 kadarını oluşturmaktadır.Yarı ömrü 6 gün olan Ig A molekülünün monomerik şeklinde yapısı Ig G molekülüne benzemektedir.Serumda bulunan Ig A Ig A1 ve Ig A2 subklonlarından ayrıca salgı Ig A’sı diye bir sınıf daha vardır.Salgı Ig A’nın molekül ağırlığı 380.000 dalton olup gözyaşında , terde,tükrükte,sütte,kolostrumda ,gastrointestinal ve bronşial sekresyonlarda ölçülebilecek düzeydedir.Salgı Ig A ‘nın yapısına birde 160.000 daltonlu J zinciri bağlıdır.Ig G ve Ig M gibi doğumdan sonra  1-1.5 yaşına kadar seviyeleri yükselmektedir.Ig A’nın yetişkinlerin seviyesine erişmesi ancak 14 yaşlarında gerçekleşir.Elektroforezde Ig A beta-gama bölgelerine göç etmektedir.

 İMMUNGLOBULİN M (Ig M)

                  Dolaşımda bulunan Ig’lerin % 5-10  kadarını oluşturmaktadır.Buda bir glikoproteindir ve J zincirine sahiptir,yani pentamer durumundadırMolekül ağırlığı 900.000 daltondur.Bir antijene ilk cevap Ig M tarafından verilir.Molekül ağırlığının yapısından ve büyüklüğünden dolayı  plasentayı geçemez.Neonatal dönemde sentez edilen ilk immunglobulindir.Yüzey reseptör moleküllerindeki Ig M ağır zincirleri daha sonra Ig G veya Ig A ağır zincirleri haline dönüşmekte, fakat Ig M molekülünün değişken bölgeleri aynı kalmaktadır.Ig M eritrosit yüzey antijenleri ve tropikal parazitler gibi  antijenlere karşı sentez edilmeye devam ederler.Klasik kompleman yolunu başlatan en etkin   immunglobulindir.

İMMUNGLOBULİN D (Ig D)

                  Moleküler ağırlığı 180 kDa olan ve % 12 kadar  karbonhidrat içeren monomer yapıdaki Ig D immunglobulinlerin % 1 kadarından daha azını oluşturmaktadır.Isı ve proteoliz ile enzimler tarafından yıkıma karşı dayanıksızdır.Ig M  gibi  B lenfositlerde antijen için bir yüzey reseptörü olan  Ig D molekülünün primer fonksiyonu bilinmemektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder